1. | ve iz | : | ve o zaman, olduğu zaman | |
---|---|---|---|---|
2. | faraknâ | : | biz ayırdık, yardık | |
3. | bi-kum | : | size, sizin için | |
4. | el bahre | : | deniz | |
5. | fe | : | o zaman, böylece | |
6. | enceynâ-kum | : | biz sizi kurtardık | |
7. | ve agraknâ | : | ve biz boğduk | |
8. | âle fir'avne | : | firavun ailesi | |
9. | ve entum | : | ve siz | |
10. | tenzurûne | : | bakıyorsunuz, görüyorsunuz |
Bir vakit sizin için denizi yardık da kurtardık sizi; Firavun'un soyunu sopunu sulara boğduk; siz de buna bakıp duruyordunuz.
Ve önünüzdeki denizi yarıp, sizi nasıl kurtardığımızı gözlerinizin önünde Firavun'un adamlarını nasıl boğduğumuzu,
Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun'un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk.
Varlığınızdaki Allâh Esmâ'sı kuvvesinin açığa çıkartılmasıyla denizi yarıp sizi kurtarmış; Firavun ailesini ise size bakıp dururken boğmuştuk!
Size, denizi yardığımız günleri hatırlayın. Sizi kurtarmış, Firavun’u, kavmini, ordusunu boğmuştuk. Bunun sebeplerini düşünmeli, tahlil etmelisiniz.
Hani, sizin için denizi yarmıştık da, sizi kurtarıp gözlerinizin önünde Firavun ailesini boğmuştuk.
Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun'un adamlarını -gözlerinizin önünde- boğduğumuzu hatırlayın.
Ve yine hatırlayın ki, bir vakit sizden ötürü denizi yardık da hepinizi kurtardık, Fir’avun avânesini ise, sizler bakıb dururken, suda boğduk.
Sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış ve Firavun taraftarlarını boğmuştuk; siz de bunu görüyordunuz.
Denizi yarip sizi kurtarmis ve gozlerinizin onunde Firavun ailesini batirmistik.
Ve hatırlayın ki sizin için denizi yarıp sizi kurtardığımızı; Fir'avn' in yoldaşlarını ise —sizler bakıp dururken— boğduğumuz zamanı!
Hani, sizin için (Kızıl) denizi yarıp sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun (ve) soyunu/adamlarını siz bakıp dururken (gözlerinizin önünde suda) boğmuştuk.
Hani, sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun ailesini suda boğmuştuk.
Denizi yarıp sizi kurtarmış ve gözlerinizin önünde Firavun ailesini batırmıştık.
Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun'un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk.
Denizi yararak sizi kurtarmış, Firavunun adamlarını da gözlerinizin önünde boğmuştuk.
Ve bir vakit sizin sebebinize denizi yardık, sizi necata çıkardık da Âli Fir'avni garkettik sizler bakıp duruyordunuz
Ve bir vakit sizin için denizi yardık, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını boğuverdik, sizler de bakıp duruyordunuz.
Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını suda boğduk, siz de bakıp duruyordunuz.
Hani önünüze çıkan denizi yararak sizi (boğulmaktan) kurtarmış ve gözleriniz önünde Firavun ailesini boğmuştuk.
Denizi yararak (ferakna) sizi kurtarmış (feenceynaküm), Firavun'un adamlarını / taraftarlarını / ordusunu da (ale) gözlerinizin önünde (tenzurun) boğmuştuk (ağrakna).
Hem hatırlayın o demleri ki sizin sebebinize denizi yarıb da hepinizi kurtarmış, Fir'avun haanedânını ise, kendiniz de gözlerinizle bakıb dururken, (suda) boğmuşduk.
Hani sizin için denizi yarıp da sizi kurtarmış ve siz (hayretle) bakıp dururken Fir'avun ehlini suda boğmuştuk.
Hani, bir de sizin için denizi yarmış, ve sizi kurtarmıştık. Firavun hanedanını da, siz bakıp dururken suda boğmuştuk.
Ve sizin için denizi yarmış, böylece sizi kurtarıp firavun ailesini boğmuştuk. Ve siz de (bunu) görüyordunuz.
Hani denizi yararak sizi (boğulmaktan) kurtarmış ve siz bakıp dururken (gözleriniz önünde) Firavun ailesini boğmuştuk.
Ve önünüzdeki denizi yararak sizi kurtarıp, Firavun hanedanını gözlerinizin önünde boğduğumuz (günleri).
Ve hatırlayınız o zamanı ki sizin için denizi yardık da hepinizi kurtardık. Firavun'un âlini de gark ettik, bir halde ki sizler bakıp duruyordunuz.
Bir zamanlar biz sizin için denizi yarıp sizi kurtarmış ve gözlerinizin önünde Firavun hanedanını suda boğmuştuk.
Ve sizin için denizi yardık, sizi kurtarıp; gözünüzün önünde, Firavun Hanedanını suda boğmuştuk.
Yine hatırlayın ki, sizin geçmeniz için denizi yarmış, sizi kurtarıp, siz bakıp dururken gözlerinizin önünde Firavun hanedanını boğmuştuk.
Sizin için denizi yarmıştık, sizi kurtarmış ve Fir'avn âilesini boğmuştuk; siz de bunu görüyordunuz.
Ve sizden dolayı denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun'un adamlarını -siz seyredip dururken- boğduğumuzu da hatırlayın.
Yine hatırlayın ki, denizi sizinle yarıp sizi kurtarmış, Firavun Hanedanını da gözlerinizin önünde boğmuştuk.
Hani önünüzde denizi yarmıştık da sizi kurtarmış, Firavun hanedanını boğmuştuk. Siz de bunu bakıp görüyordunuz.