1. | kul | : | de, söyle | |
---|---|---|---|---|
2. | men | : | kimse, kişi | |
3. | yerzuku-kum | : | sizlere rızık verir, sizi rızıklandırır | |
4. | min es semâvâti | : | semalardan | |
5. | ve el ardı | : | ve arz, yeryüzü | |
6. | kulillâhu (kul allâhu) | : | de ki Allah | |
7. | ve innâ | : | ve muhakkak ki biz | |
8. | ev | : | veya | |
9. | iyyâ-kum | : | sizi yalnız | |
10. | le | : | mutlaka, elbette, muhakkak | |
11. | alâ huden | : | hidayet üzerinde | |
12. | fî | : | içinde, vardır | |
13. | dalâlin | : | dalâlet, yanılgı | |
14. | mubînin | : | apaçık |
De ki: Kimdir sizi rızıklandıran göklerden ve yeryüzünden? De ki: Allah ve şüphe yok ki biz, yahut siz elbette doğru yoldayız, yahut da apaçık sapıklık içinde.
De ki: “Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kimdir? De ki: Allah'tır. Öyleyse putlardan ve ölümlü insanlardan medet bekleyenler, iyi düşünün! Bizden veya sizden iki guruptan biri, mutlaka ya hidayet veya apaçık bir sapıklık içindedir.
(Resûlüm!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.
De ki: "Semâlardan ve arzdan (bilinç katlarınız ve bedeniniz itibarıyla) yaşam gıdanızı veren kimdir?". . . De ki: "Allâh! Muhakkak ki biz ya da siz (birimiz) hakikat üzereyiz; (diğerimiz de) apaçık bir sapkınlık içindedir!"
'Göklerden yağdırarak, yerden mahsuller, meyvalar verdirerek, madenler çıkarttırarak size rızık ve servet veren kimdir?' de.'Allah’tır. Ya biz mutlaka hak yoldayız, veya başımıza buyruk hareket ederek, açıkça hak yoldan uzak bir yanılgı içindeyiz, ya da siz' de.
De ki: 'Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kimdir?' De ki: 'Allah'tır. Artık ya biz veya siz ya doğru yol üzereyiz veya apaçık bir sapıklıkta.'
De ki: "Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?" De ki: " Allah, gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta."
(Ey Rasûlüm, o kâfirlere) de ki: “- Göklerden ve yerden size rızık veren kim?” (onlar duraklar, cevap veremezler) de ki: “- Allah size rızık veriyor. Her halde siz (ey Mekke halkı) veya biz mutlak bir hidayet üzerindeyiz, yahut açık bir dalâlet içindeyiz; açık olan hale göre, elbette biz hidayetteyiz).”
De ki: “Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir?” De ki: “Allah.” “Öyleyse ya biz ya siz, bir doğruluk veya apaçık bir yanlışlık üzerindeyiz.”
De ki: «Goklerden ve yerden sizi riziklandiran kimdir?» De ki: «Allah'tir. Oyleyse dogru yolda veya apacik bir sapiklikta olan ya biziz ya sizsiniz.»
De ki: Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kimdir ? De ki: Allah'tır. Şüphesiz ki, ya biz, ya da siz doğru yol üzereyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz.
Söyle onlara: “Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir?” De ki: “Allah'tır! O halde, ya bizden yahut sizden biri doğru yolda, (diğeri ise) açık bir sapıklık içindedir!”
De ki: “Size göklerden ve yerden kim rızık verir?” De ki: “Allah. O hâlde, ya biz hidayet veya apaçık bir sapıklık üzereyiz, ya da siz!”
De ki: 'Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?' De ki: 'Allah'tır. Öyleyse doğru yolda veya apaçık bir sapıklıkta olan ya biziz ya sizsiniz.'
(Resûlüm!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.
De ki, 'Sizin için göklerden ve yerden kim besin sağlıyor?' De ki, 'ALLAH.' Öyleyse ya biz veya siz, ya doğru yoldadır, ya da açık bir sapıklık içindedir.
Size, de! Göklerden ve yerden kim rızık veriyor? Allah, de! Ve her halde biz veya siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir dalâl içinde
Onlara de ki: «Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor? De ki: «Allah! O halde ya biz mutlak bir doğru yolda veya açık bir sapıklık içindeyiz ya da siz.»
De ki: «Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?» Yine de ki: «Allah'tır, herhalde ya biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz.»
Ey Muhammed, müşriklere «Gerek göklerden inen ve gerekse yerden çıkan rızıkları size sunan kimdir?» diye sor. Sonra de ki; «Allah sunuyor. Öyleyse ya biz doğru yoldayız ve siz açık bir sapıklık içindesiniz, ya da bunun tersi doğrudur.»
De ki: "Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?" De ki: "Tanrı. Gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta."
(Habîbim) de ki: «Göklerden, yerden sizi rızıklandıran kim»? De ki: «Allahdır. Her halde ya biz, ya siz mutlak bir hidâyet üzerindeyiz. Yahud apaçık bir sapıklıkda».
De ki: 'Sizi göklerden ve yerden kim rızıklandırıyor?' De ki: 'Allah! Öyle ise, doğrusu ya biz ya da siz (iki topluluktan biri) gerçekten bir hidâyet üzerinde veya apaçık bir dalâlet içindedir.'
De ki: Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? De ki: Allah'tır. Ya biz, ya siz; elbette doğru yolda veya apaçık bir sapıklıktadır.
De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kim?" "Allah" de. Ve muhakkak ki biz veya siz, mutlaka ya hidayet üzerindeyiz veya apaçık dalâlet üzerinde.
De ki: “Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?” De ki: “Allah'tır. Öyleyse doğru yolda veya apaçık bir sapıklıkta olan ya biziz ya da sizsiniz?”
De ki: "Göklerden ve yerden geçiminizi sağlayan kimdir?" De ki: "Allah'tır! O halde, ya biz (Allah'a inananlar)dan yahut siz (O'nun birliğini inkar edenler)den biri doğru yolda, (diğeri ise) açık bir sapıklık içindedir!"
De ki: «Sizi göklerden ve yerden kim rızıklandırıyor?» De ki: «Allah. Ve muhakkak bizler mi, yoksa sizler mi bir hidâyet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıktayız?»
De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" De ki: "Allah'tır! O halde doğru yol üzerinde veya apaçık sapıklıkta olan ya biziz ya da sizsiniz. "
De ki: -Gökten ve yerden sizi kim rızıklandırıyor? De ki: -Allah. O halde ya biziz, ya da sizsiniz doğru yolda veya apaçık dalalet içinde..
Söyle onlara: "Göklerden, yerden sizi rızıklandıran kimdir? (Onların cevaplarını beklemeden:) "Allah’dır" de! O halde ya biz veya siz, ikimizden biri doğru yol üzerinde veya besbelli bir sapıklıktayız."
De ki: "Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor?" De ki: "Allâh, O halde ya biz veya siz, (ikimizden biri), doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindeyiz."
De ki: «Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?» De ki: «Allah, gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta.»
De ki: Kimdir sizi göklerden ve yerden rızıklandıran? De ki: Allah'tır. Ya biz, ya da siz-ikimizden biri doğru yolda, diğeri ise apaçık bir sapıklıktadır.
De ki: "Göklerden ve yerden sizi kim rızıklandırıyor?" De ki: "Allah! O halde biz yahut siz ya tam hidayet üzerindeyiz yahut açık bir sapıklık içinde."