1. | men | : | kimse, kişi | |
---|---|---|---|---|
2. | kâne | : | oldu | |
3. | yurîdu | : | diler, ister | |
4. | harse | : | ekinler | |
5. | el âhireti | : | ahir, diğer | |
6. | nezid | : | biz artırırız | |
7. | lehu | : | ona ait, onun | |
8. | fî | : | içinde, vardır | |
9. | harsi-hi | : | onun hasatı, onun kazancı | |
10. | ve men | : | ve kim | |
11. | ed dunyâ | : | dünya | |
12. | nû'ti-hi | : | biz ona veririz | |
13. | min-hâ | : | on(lar)dan, oradan (orada) | |
14. | ve mâ | : | ve şey | |
15. | fî el âhireti | : | ahirette | |
16. | min | : | den | |
17. | nasîbin | : | nasip |
Kim, âhiret kazancı isterse kazancını arttırırız ve kim, dünyâ kazancını isterse ona da dünyâya âit şeylerin bir kısmını veririz ve âhiretten bir nasîbi yoktur onun.
Kim öteki dünyada kazanç elde etmeyi isterse, onun kazancında bir artış sağlarız. Bu dünyada bir kazanç isteyene ise, ondan birşeyler verebiliriz, fakat böyle biri öteki dünyanın nimetlerinden hiçbir pay alamayacaktır.
Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.
Kim sonsuz gelecek yaşamın nimetlerini isterse nimetleri ona fazlasıyla veririz! Kim de dünyanın nimetlerini isterse, ona ondan veririz. . . Sonsuz gelecek yaşamda onun için bir nasip yoktur!
Kim âhiretin, ebedî yurdun tarlasında çalışmayı, kazancını, sevabını isterse, onun tarlasındaki gayretini de, mahsulü de artırırız. Kim de dünyanın tarlasında çalışmayı, kazancını isterse, ona da, onun mahsulünden bir miktar veririz. Ama onun âhirette, ebedî yurtta hiçbir nasibi olmaz.
Kim ahiret kazancınını isterse onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse ona ondan veririz. Ama onun ahirette bir payı yoktur.
Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim ahiret sevabını isterse, onun sevabını artırırız. Kim de dünya menfaatini isterse, ona da ondan veririz; fakat ahirette ona hiç bir nasib yoktur.
Kim âhiret sevabını isterse, onun sevabını arttırırız. Kim de dünya nimetini isterse, ona da onu veririz. Artık onun âhiret sevabından hiçbir payı olmaz.
Ahiret kazancini isteyenin kazancini artiririz; dunya kazancini isteyene de ondan veririz; ama ahirette bir payi bulunmaz.
Kim, Âhiret ekinini arzu ederse, onun arzuladığı ekini artırırız. Kim ele Dünya ekini isterse, ona da ondan veririz; Âhiret'te ise ona bir nasîb yoktur.
Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat (sadece dünyayı isteyenin) ahirette hiçbir payı yoktur.
Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.
Ahiret kazancını isteyenin kazancını artırırız; dünya kazancını isteyene de ondan veririz; ama ahirette bir payı bulunmaz.
Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.
Kim ahiret ödülünü isterse onun ödülünü arttırırız. Dünya ödülünü isteyene de onu veririz; ancak onun ahiretten bir payı olmaz.
Her kim Âhıret ekimi isterse ona ekinini artırırız, her kim de Dünya ekimi isterse ona da ondan veririz amma Âhırette ona hiç nasîb yoktur
Her kim ahiret ekimi isterse, onun ekinini artırırız; her kim de dünya ekimini isterse, ona da ondan veririz, ama ahirette ona hiç bir nasip yoktur.
Her kim ahiret kazancını isterse, biz onun kazancını artırırız, her kim de dünya kazancını isterse ona da ondan veririz, ama onun ahirette hiçbir nasibi yoktur.
Ahiret kazancı isteyenin kazancını artırırız; dünya kazancını isteyene de ondan veririz; fakat onun ahirette bir payı bulunmaz.
Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim âhiret ekimi dilerse onun ekinini artırırız. Kim de (sâde) dünyâ ekimini isterse ona da (yalınız) bundan veririz. Âhiretde ise onun hiçbir, nasıybi yokdur.
Kim âhiret ekinini (kazancını) isterse, ona o ekininde (kazancında) ziyâdelik veririz(artırırız). Kim de (sâdece) dünya ekinini (kazancını) isterse, ona (da) ondan veririz; ama (bu takdirde) onun âhirette, hiçbir nasîbi olmaz.
Kim, ahiret ekinini isterse; onun ekinini arttırırız. Kim de dünya ekinini isterse; ona da bundan veririz. Ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim ahiret hasatını (mahsulünü, kazancını) isterse, Biz onun kazancını artırırız. Kim dünya kazancını isterse, ona (da) ondan (dünya kazancından) artırırız (veririz). Ve onun ahirette nasibi yoktur.
Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim de dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun (bu durumda) ahirette bir nasibi yoktur.
Kim öteki dünyada kazanç elde etmeyi isterse onun kazancında bir artış sağlarız: bu dünyada bir kazanç isteyene ise ondan bir şeyler ver(ebil)iriz fakat böyle biri, öteki dünya(nın nimetlerin)den hiçbir pay alamayacaktır.
Her kim ahiret ekinini dilerse onun için ekininde ziyâdelik vücûda getiririz ve her kim dünya ekinini dilerse ona da ondan veririz. Onun için ahirette bir nâsip yoktur.
Kim ahiret ekimini dilerse, onun ekimini arttırırız. Kim de sadece dünya ekimini isterse ona da yalnız bundan veririz. Ahirette ise onun hiçbir nasibi yoktur.
Kim ahiret ekinini isterse, onun ekinini artırırız. Kim dünya ekinini isterse ona da ondan veririz. Onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim âhiret mahsülü isterse, onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama âhirette onun hiç nasibi olmaz.
Kim âhiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünyâ ekinini istiyorsa ona da dünyâdan bir şey veririz. Fakat onun âhirette bir nasibi olmaz.
Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim de dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim âhiret kazancını isterse, Biz onun kazancını arttırırız. Dünya kazancını isteyene de ondan veririz; fakat onun âhirette bir nasibi olmaz.
Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama böylesi için âhirette bir nasip yoktur.