1. | vadmum | : | ve koy | |
---|---|---|---|---|
2. | yede-ke | : | senin elin, elin | |
3. | ilâ cenâhı-ke | : | yan tarafına | |
4. | tahruc | : | çıkar | |
5. | beydâe | : | beyaz olarak (nurlu olarak) | |
6. | min gayri | : | olmaksızın | |
7. | sûin | : | kötülük, fenalık | |
8. | âyeten | : | âyet, delil, kanıt | |
9. | uhrâ | : | diğer, başka |
Elini koynuna sok da bir hastalık yüzünden olmamak şartıyla bembeyaz çıksın; bu da bir başka delil sana.
Şimdi de elini koynuna sok, bir hastalık eseri olmadan, başka bir delil olarak bembeyaz çıksın.
Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.
"Şimdi de elini koynuna sok; bir başka mucize olarak, hastalıksız şekilde bembeyaz çıkar!"
'Elini koltuğunun altına sok. Kusurla ilgisi olmayan, ışıl ışıl, bembeyaz bir el ortaya çıksın. Bu da diğer bir mûcize.'
Elini yanına sok. Bir hastalık olmadan, başka bir mucize olarak, bembeyaz çıksın.
"Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın."
Bir de, diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.
“Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.”
(21-23) Allah: «Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna cevirecegiz. Daha buyuk mucizelerimizi sana gostermemiz icin elini koltugunun altina koy da, diger bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz ciksin» dedi.*
Elini koltuğuna sok, diğer bir mu'cize olarak o kusursuz bembeyaz ışıl ışıl olarak çıksın.
(22-23) “Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın.”
(21-23) Allah: 'Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük mucizelerimizi sana göstermemiz için elini koltuğunun altına koy da, diğer bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz çıksın' dedi.
Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.
“Bir başka delil olarak, elini koltuğunun altına koy; lekesiz bembeyaz olarak çıksın.”
Bir de elini koynuna sok, çıksın bembeyaz bir afetsiz diğer bir âyet olarak
«Bir de elini koynuna sok ki, diğer bir mucize olarak kusursuz bembeyaz çıksın!
«Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.»
Elini yenine sok da hiçbir organik bozukluk sonucu olmaksızın bir başka mucize olarak ak bir parıltı ile geri çıksın.
"Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir ayet olarak bembeyaz bir durumda çıksın."
«Bir de elini koynuna sok da, diğer bir mu'cize olmak üzere, o, ayıbsız ve bembeyaz bir halde çıkıversin».
'Ve elini yanına (koltuğunun altına) sok! Başka bir mu'cize olmak üzere, kusursuz bembeyaz (parlayan ve nûr saçan bir el) olarak çıksın!'
Elini de koltuğunun altına koy ki; diğer bir mucize olarak kusursuz, bembeyaz çıksın.
Elini, (koynunun) yan tarafına koy (sok). Başka bir âyet (mucize) olarak, kusursuz (lekesiz) ve beyaz (nurlu) olarak çıkar.
“Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.”
"Şimdi de elini koynuna sok: herhangi bir uğursuzluğun değil, (Bizim rahmetimizin) başka bir işareti olarak bembeyaz (ışıldayarak) çıkacaktır;
«Ve elini koltuğunun altına sok, başka bir mucize olarak ayıpsız bir halde bembeyaz olarak çıkıversin.»
Bir de elini koynuna sok! Bir başka mûcize olarak çıkar onu hiç pürüzsüz, parlak mı parlak!
"Elini böğrüne sok; bir hastalık olmadan, ayrı bir mu'cize olarak bembeyaz bir durumda çıksın."
«Elini de koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.»
'Şimdi elini koynuna sok; bir başka mucize olarak, o da hiç kusursuz, bembeyaz parlar halde çıksın.
"Bir de elini koynuna sok! Bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz bir halde çıksın."