1. | ve halaknâ | : | ve biz yarattık | |
---|---|---|---|---|
2. | lehum | : | onlarındır, onlar için vardır | |
3. | min misli-hi | : | onun mislinden, onun benzeri, onun gibi | |
4. | mâ yerkebûne | : | bindiğiniz şeyler |
Ve yine yolculuklarında, binek olarak kullanabilecekleri, bunun gibi araçlar yaratmamızda da ibretler ve dersler vardır.
Yine onlar için, onun gibi, nakil vasıtaları, şilepler, trenler, uçaklar, yaratmamızdır.
Ve kendilerine bunun gibi, binecekleri şeyler (türlü vasıtalar) yaratmamızdır.
(41-42) Onlara bir delil de: Soylarini dolu gemiyle tasimamiz ve kendileri icin bunun gibi daha nice binekler yaratmis olmamizdir.
(41-42) Onlara bir delil de: Soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır.
ve kendilerine o gibisinden binecek şeyler yaratmamızdır.
Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.
Ve kendilerine bunun gibi binecekleri (nice) şeyleri yaratmış bulunmamızdır.
Ve onlar için bunun gibi binecekleri (daha nice) şeyleri (vâsıtaları) yarattık.
Ve onlar için, onun gibi (gemiler gibi) binecekleri şeyler yarattık.
ve (yolculuklarında) binek olarak kullanabilecekleri benzer araçlar yaratmamız da (bulunmakta)dır;
Ve kendileri için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.