1. | inne | : | muhakkak | |
---|---|---|---|---|
2. | ashâbe | : | sahib, halk | |
3. | el cenneti | : | cennet | |
4. | el yevme | : | bugün | |
5. | fî | : | içinde, vardır | |
6. | şugulin | : | meşguliyet | |
7. | fâkihûne | : | memnun, hoşnut, zevk-ü sefada olanlar |
Şüphe yok ki cennet ehli bugün, nîmetler içinde sevinç ve ferah içindedir.
Haberiniz olsun ki, o gün salih amelleriyle cenneti elde edenler, bir zevk ve eğlenceyle meşguldürler.
Gerçek ki o süreçte, cennet ehli cennet nimetleriyle meşgul ve bunun keyfini çıkarmaktadırlar.
Bu gün, Cennet ehli, meşguliyet içinde, zevkle dünyadaki amellerinin mükâfatlarına mazhar oluyorlar.
Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler.
Gerçekten cennetlik olanlar, bugün (kıyamette) pek güzel bir meşguliyet içinde zevklenmektedirler.
Kuşkusuz cenneti hak edenler bugün yaptıkları her şeyden hoşnut olacaklar.
Gerçekten cennetlikler bugün bir eğlence içinde zevk etmektedirler.
Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler.
Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler.
Şübhe yok ki bugün cennet yârânı mesruru handan bir zevk ve eğlence içindedirler.
Şübhesiz ki Cennet ehli, o gün (pek güzel) bir meşgûliyet içinde zevk eden kimselerdir.
Muhakkak ki cennet ehli, o gün zevkli bir meşguliyet içinde olanlardır.
Kuşkusuz cenneti hak edenler bugün yaptıkları her şeyden hoşnut olacaklardır,
Şüphe yok ki, o gün cennet ashâbı bir eğlence içinde zevkiyâb olanlardır.
Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler.